Tekerlek kırılmadan bir kez daha yol göstermeyi, Rusya'daki varlığımızın en önemli nedeni sayıyoruz... Allah korusun, adı sanı bilinmeyen ama kendini "Türk inşaatçı" diye tanıtan bir şirketin Rusya'daki bir projesinde bir büyük felaket yaşansa, Rusya pazarına damgasını vuran devasa Türk şirketlerinin hali ne olur? Rusya'da bu tür olaylarda toplumsal tepkiyi bastırma adına -son haftalarda yaşandığı gibi- ne kadar radikal-orantısız adımlar atıldığını hepimiz bilmiyor muyuz?

Bize bunları düşündürten, Türk inşaatçıların Rusya pazarında organize olmamaları, biraraya gelememeleri, Türkiye'deki çatı örgütlerinin Rusya'da olmaması, Müteahhitler Birliği'nin bu konuda anlamlı bir çabası olmamalı.... "Saldım çayıra, mevlam kayıra" durumu aynen sürüyor... Eline mala alan, vizenin de kalmasıyla turist kontenjanından işçi getirmeyi göze alıp inşaatçı oluyor...  Sorana da "Türk inşaat şirketiyiz"" diye kartvşizit dağıtıyor... Sıradan vatandaşın da, çoğu Rus medyasının gözünde de dümnya devi Türk şirketi ile, bu "yerden bitme" şirketlerin fazla bir farkı yok: "Hepsi Türk şirketi!"... Bizden söylemesi. Bu konuda Müteahhitler Birliği bazı kriterler koymalı... Bunu kamuoyu ile paykaşmalı...  Yarın tekerlek kırılırse bunun acısını hepimiz fazlasıyla çekebiliriz...  İnşaat sektörü Rusya'daki gözbebeğimiz. Büyük şirketlerimizin gurur duyduğumuz çabalarına gölge düşmesin... Sap samandan ayrılsın...

"Berber olmak için bile önce kalfalık yapıyorsun. Ama müteahhit olman için kriter yok..." Bu sözler,  Türkiye'de inşaat yapan firma sayısının 150 bini bulmasını eleştiren Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dumankaya'ya ait... Sabah'tan Şelale Kadak'a söyledikleri, Rusya için de aynen geçerli:

Paylaş